top of page

Emisyon Primli Sermaye Artırımı ve Getirilen Ek Verginin Start-up Şirketlerine Etkileri


M. Özkan Özdoğan

A. Alper Katırcı


Emisyon Primli Sermaye Artırımı Nedir, Ne İçin Kullanılır?

Anonim şirketlerde emisyon primli sermaye artırımı -bir diğer deyişle primli pay ihracı- payların itibari (nominal) değerinin üzerinde bir bedelle ihraç edilmesini ifade eder. Bu tür nominal değerin üzerinde yapılan sermaye artırımlarındaki temel amaç; (i) şirket özvarlıklarının esas sermayenin üzerinde olduğu durumlarda yapılacak sermaye artırımlarında şirket pay sahipliği yapısının korunması, (ii) mevcut pay sahiplerinin hakkaniyetsiz şekilde pay oranlarının seyrelmesinin veya sulanmasının (dilution) önüne geçilmesi ve (iii) şirkete mevcut pay sahipleri veya yatırımcılar tarafından ek finansman sağlanmasıdır. Emisyon primli sermaye artırımı, şirketlerin başvurabileceği bir seçenek gibi görünse de malvarlığı ile sermayesi arasında yüksek oranda fark bulunan şirketlerin sermaye artırımını primli olarak yapmaması, mevcut pay sahiplerinin ve azınlıkların haklarını ihlal edeceğinden esasında şirketler için bir zorunluluk halini alır.

 

Belirtmek gerekir ki emisyon primli pay ihraçları uygulamada yalnızca şirket özvarlıklarının esas sermaye tutarını aştığı durumlarda değil, şirket değerlemesinin esas sermaye tutarından fazla olduğu durumlarda da -ki değerleme ile özvarlık her zaman paralel değildir- önem arz eder. Özellikle start-up şirketlerinin yeni yatırım turlarında şirketin öz varlığı neredeyse negatifken farklı şirket değerleme metotları kullanılarak fiktif değerleme çalışması yapılır ve bu değerleme üzerinden yatırım sonrası (post-money) pay sahipliği oranları belirlenir. Bu yolla şirket yatırım öncesinde gerçek bir değere sahip olmasa dahi, gelecekte ulaşması planlanan değeri üzerinden şirkete güncel bir değer atfedilir. Bunun akabinde, şirketin almayı planlandığı yatırım tutarı ile bu değerleme tutarı oranlanarak yatırımcının yatırım sonrası pay sahipliği oranı hesaplanır ve bu orana denk gelen itibari değerde sermaye artırımı emisyon primli olarak gerçekleştirilir. Böylelikle start-up şirketinin mevcut pay sahiplerinin pay oranlarının orantısız şekilde seyrelmesinin önüne geçilir ve şirketin fiktif de olsa güncel değeriyle orantılı bir pay oranına denk gelen sayıda pay, yeni pay sahibi adına çıkarılmış olur. 


Emisyon Primlerinin Hukuki Niteliği ve Uygulama

Ticaret kanununa göre primlerin hukuki niteliği genel kanuni yedektir. Emisyon primlerinin; çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler gibi istisnai kullanım durumları haricinde genel kanuni yedek akçeye eklenmesi gerekir. Genel kanuni yedekler, sermayenin yarısını aştığı takdirde genel kurul kararı alınmasıyla farklı tasarruflarda kullanılabilir, şirket pay sahiplerine kâr olarak dağıtılabilir. Ancak uygulamada emisyon primlerinin kar dağıtımından daha ziyade şirket öz kaynağı olarak yeni yatırım harcamalarında (capex) ya da işletme sermayesi (working capital) olarak işletme giderlerinde (opex) kullanıldığı görülmektedir.


Emisyon priminin kanuni yedeklerden olması ve belirli durumlarda kâr payı olarak pay sahiplerine dağıtılabilmesi, bu primin bir kazanç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunu akıllara getirmektedir. Öğretide primlerin kazanç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte emisyon priminin payın değerine ilişkin bir sermaye ödemesi olması gerekçesiyle kazanç niteliğinde olmadığı görüşü hakimdir. Vergi hukukundaki düzenlemelere bakıldığında emisyon primi kazanç olarak nitelendirilmiş olmasına rağmen kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur. Benzer bir şekilde emisyon primleri, banka ve sigorta muameleleri vergilerinden de istisnadır. Mevzuat uyarınca, emisyon primlerinin ancak gerçek kişilere kâr payı olarak dağıtıldığında vergi kapsamında değerlendirildiği görülmektedir. 


7440 Sayılı Kanun ile Getirilen Ek Vergi

7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun (“7440 Sayılı Kanun”) ile yalnızca 2022 mali yılı bakımından vergi mevzuatı tarafından istisna tutulan veya indirimli kurumlar vergisine tabi gelir kalemleri üzerine %10 oranında ek vergi getirilmiştir. Yukarıda da anlatıldığı üzere, şirketlerin primli pay ihracı sebebiyle elde ettikleri payların itibari değerini aşan kısmı kurum kazancından istisna tutulmuştur. Dolayısıyla, 7440 Sayılı Kanun ile getirilen ek vergi düzenlemesi 2022 mali yılında elde edilen emisyon primlerine de uygulanacaktır. Ek olarak, ilgili düzenlemede getirilen bu ek verginin, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin hesaplanacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla ilgili dönemde şirketin giderleri gelirlerinden fazla olduğu ve hatta sermaye kaybı içerisinde veya borca batık olduğu durumlarda dahi bu verginin ödenmesi gerekecektir. 


7440 Sayılı Kanun ile Getirilen Ek Verginin Start-up Şirketlerine Etkisi

Düşük bir başlangıç sermayesi ile kurulan ve sonrasında yatırım turlarıyla şirkete finansman sağlayan start-up şirketlerinde emisyon primli sermaye artırımı en sık kullanan kurumlardandır ve dolayısıyla bu düzenlemelerden en çok etkilenecek grupların arasında start-up şirketleri yer alacaktır. Özellikle ileride ulaşılması planlanan bir değerleme üzerinden fiktif bir değer atfedilerek yatırım alan start-up şirketleri bakımından 7440 Sayılı Kanın ile getirilen ek verginin, yatırım tutarının harcanması öngörülen süreden (runway) çok daha kısa sürede harcanmasına yol açarak start-up şirketlerini mali olarak güç duruma sokacağını ve hedeflenen büyümeye ulaşmaları noktasında start-up şirketlerini zor günlerin beklediğini söylemek çok zor olmayacaktır. Ek olarak, Türkiye’deki start-up ekosistemine bakıldığında yatırım oranında 2023’ün ilk çeyreğinde, önceki çeyreğe göre %20 oranında bir düşüş yaşandığı ve 2021’in başından bu yana en düşük yatırım tutarının toplandığı görülmektedir[1].


Sonuç

Start-up şirketleri bakımından esasen sermaye yatırımlarında belirlenen şirket değerlemesine uygun bir pay sahipliği yapısı oluşturmak amacıyla başvurulan emisyon primli sermaye artırımlarının (2022 mali yılına ilişkin olarak tek seferlik de olsa) ek vergiye tabi tutulmasının start-up şirketlerinin bütçeleri üzerinde ciddi bir olumsuzluk yaratacağı öngörülmekte olup, yatırımcıların iştahının da global olarak görece düşük olduğu bu dönemde söz konusu ek verginin önümüzdeki dönemde, özellikle yabancı yatırımcılar tarafından ülkemizde yapılacak start-up yatırımları bakımından da bir çekince yaratıp yaratmayacağı merak konusu.


 

[1] StartupCentrum. (2023, 10 Nisan). 2023-Birinci Çeyrek Türkiye Startup Ekosistemi Yatırım Raporu. Erişim tarihi 14 Haziran, 2023. URL: https://startupcentrum.com/tr/rapor/23-1c-turkiye-startup-ekosistemi-yatirim-raporu.

bottom of page